Sinop Arkeoloji Müzesi:
Sinop'ta ilk müzecilik faaliyetleri 1921 yılında başlamıştır. Sinop Arkeoloji Müzesi aynı zamanda Türkiye'nin ilk müzecilik faaliyetlerinden birisi olup müze 1970 yılında bugünkü binasına kavuşmuştur.
Müze içerisinde Sinop çevresinden derlenen ve 1953 yılında Sinop'a 16 km mesafede bulunan Demirci köyü Karacagöz Höyük kazısından çıkan eski tunç çağına ait ( M.Ö 3000-2700) buluntular arasında pişmiş topraktan vazo, taş, kupa, testi, kulplu kaseler, kolyeler, kemik aletler, cilalı taştan balta, bronz iğne ve mızrak uçları yer almaktadır.
Sinop Tarihi Cezaevi:
Sinop cezaevi bir dönem Anadolu'nun "Alkatrazı" tabiri ile anılan ve 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrilen tarihi cezaevidir.Tarihi 4.000 yıl önceye dayanan bu yapı şiirlere, şarkılara, filmlere konu olmuştur.
Üç tarafı deniz olan ve tarihi kale duvarlarının içerisinde yer alan cezaevi yaklaşık 4.000 yıl önce o dönemde bölgenin hakimi olan "Gaskalılar" tarafından inşa edilmiştir.Grek, Roma, Bizans, Pontus, Selçuklu ve Osmanlılar kendi dönemlerinde cezaevini kullanıp korumuşlardır.İlk önce kale olarak inşa edilen bu yapının cezaevi olarak kullanılmaya başlandığına ait en eski belgeler 1568 yılına dayanmaktadır.
Evliya Çelebi, seyahatnamesinde bu cezaevindeki zindan için şöyle bahsetmiştir;
"Büyük ve korkunç bir kaledir.300 demir kapısı, dev gibi gardiyanları, kolları demir parmaklıklara bağlı ve herbirinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumlar vardır.Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır.Tanrı korusun oradan mahkum kaçırtmak değil kuş bile uçurtmazlar."
İç kalenin resmi olarak zindana dönüştürülmesi ise 1987 yılına dayanmaktadır.O dönem Sinop Mutasarrıfı Veysel Paşa yeni binalarla birlikte bir de hamam ekletmiştir. 1939 yılında çoçuk hapishanesi için kullanulmak üzere bir bina daha eklenmiştir.
